31 Ağustos 2014 Pazar

Tarihini Unutan Ada: RODOS



On iki Adaların en büyüğü olan Rodos adasını bu ay içinde ziyaret etme şansım oldu.  Türkiye kıyılarının en yakın noktası olan Bozburun Yarımadası'ndan 18 km mesafede olan bu güzel adayı Kanuni Sultan Süleyman'ın 1522'de ele geçirmesiyle birlikte yaklaşık 400 yıl Osmanlı yönetimi altında kalmış.

Kentin silüetine camiler hakim olmakla birlikte bunların hemen hepsi duvarlarla çevrili ve kapıları kilitli. İç mekanı ziyaret etmek mümkün değil. Söz konusu camileri çevreleyen duvarlar üzerinde  AB tarafından sağlanan fonlarla restore edildiğine dair tabelalar var ancak virane görüntülere bakarak restorasyonun gerçekleştiğine dair ikna olma pek mümkün değil. Camilerden ezan okunması da yasakmış. Burada bulunan Türk-Müslüman cemaatin ancak içeride ezan okumak suretiyle toplanabildiğini öğrendim. Din ve ibadet hürriyeti önderliği yapan AB için utanılacak bir durum olduğu apaçık ortada. İstanbul'da kiliselerin çanları İstiklal caddesi semalarını inletirken, bu mekanlar ziyarete açık ve ibadet serbestken,  Rodos'ta böyle bir çağdışı baskı uygulanması anlaşılabilecek bir durum değil.

Diğer taraftan mimari yapısı itibariyle tamamen bir Anadolu kasabasını anımsatmakla birlikte buranın Rum halkı dükkanlarında 400 yıllık Osmanlı geçmişini anımsatacak hiç bir anı objesi satmıyor. Osmanlı motifi  bulunan en küçük bir hediyelik eşyaya yer verilmemiş. Bir ada halkının yakın tarihini bu derece inkar etmesi sadece acınacak bir durum.


Rodos 400 yıllık yakın tarihiyle barışık olmaktansa  kendisini 1309'da Rum-Ortodoks kökenli özü Bizans'tan kopararak köleleştiren; kendi kültürüne ters bir yapıda (Roman/Katolik/Ezoterik) bulunan St. Jean/John  (Malta) Şövalyeleri ile özdeşleştirmiş.  Demek ki buranın halkına göre en kötü hristiyan geçmiş, en iyi müslümandan geçmişten daha iyidir.
Rodos Şövalyeleri tarafından inşa edilen kalenin içinde en ilgi çeken detaylardan biri koridorlarla birbirine bağlanan mabed odalarının sıklığı ve salonlarda iki başında melekler bulunan ahit sandıkları.


Rodos'un Büyük Üstatları burada Haçlı/Hristiyan kimliği altında ezoterik şövalyelik geleneğini yaşatmışlar. Rodos silinmiş ve gizemli bir geçmişin izinde kendini arıyor, bulması hayli zor olacak.  
 


    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder