17 Kasım 2013 Pazar

Shintŏ: Kami’nin Yolu - Mitolojik Ruhların Onuruna Kurulan Tapınaklar


Japonların kendine özgü, antik dini olan Şinto dünya dinleri arasında en az bilinenlerden birisidir. Shinto kelimesi iki ideograftan oluşmaktadır. Bunlardan ilki Shin (şin) ki ‘Kami’ ile eş anlamlıdır ve ikincisi dō veya tō ‘yol’ anlamına gelmektedir: ‘Kami’nin Yolu’. Tek tanrılı veya Budizm gibi dinlerin aksine ‘Kami’nin Yolu’nun ne bir peygamberi, ne de incil veya sutralar gibi kutsal kitapları ya da yazıtları vardır. Aslında Kami’nin Yolu, dinsel inançtan öte davranışlar ve fikirler amalgamı, bir yaşam biçimi ve felsefesidir.

Şinto öğretisinin temelinde otoritesine saygı duyulan şerefli ve soylu ruhların varlığı anlamına gelen ‘Kami’ ve ona tapınmak vardır. Tüm varlıkların bu tür ruhları vardır, bu fikirden hareketle her varlık Kaminin bir parçası veya potansiyel kamidir. Ancak kavramın temelinde onur unsuru bulundugundan her varlıgın ruhunun kamiye atfedilmesi mümkün olmaz. Büyüme, verimlilik ve üretim gibi önemli olayların özü, rüzgar ve gökgürültüsü gibi dogal olaylar, güneş, dağlar, nehirler, ağaçlar, hayvanlar gibi doğal varlıklar; meslek ve becerilerin ruhu ve ataların imparatorlar , soylular ve kahramanların) ruhları kaminin özünde saklıdır. Güneş en baskın kami ruhudur ve imparator güneşin oğludur (Yukarıdaki fotoğrafta Turna'nın altında ve üstünde güneş simgeleri görülüyor). Buna rağmen Güneş  Kami'deki tek yaratıcı güç değildir. Yaratılış kaminin içindeki unsurların uyumlu bir şekilde çalışmasıyla oluşmuştur. Kami bu yapısıyla sürekli değişim gösterir ve eski zamanlardaki kami ile bugünkü kami arasında çok büyük farklar bulunmaktadır.


Ne ilginçtir ki Türklerin antik dini olarak ifade edilen ‘Şamanizm’ de, Güneş’in ana, Ay’ın ata olduğuna; evrenin birbirlerine bir eksenle bağlı katlardan oluştuğuna, hemen her yerde ve zamanda varlıklarını sürdüren, hayvan biçimli ruhların olduğu ve bunların her şeye can verdiğine inanılır. Daha ilginci ‘Şaman’ kelimesinin Türk dillerinde ‘Kam’ olarak kullanılmasıdır. Şaman (kam) , İnsanlarla ruhlar arasında aracılık görevini üstlenmiştir. Divan-ı Lugat-it Türk’te “Kamlar kamık arvıştı: kamlar (ayin sırasında) anlaşılmayan bir takım sözler söyledi” gibi cümlelere rastlanmaktadır. Kam sözcüğünün yanısıra onun bir türevi olan 'Kamla' da kullanılmıştır; Kamlama törenlerinde , Kam'ın ruhlar âlemine doğru bir yoldan geçtiği varsayılır. Kam’ın yolunu bir tören haline getiren bu inanç biçiminde bir kurucu, kutsal kitap veya kitaplar, inanç esasları, ibadetler ve cemaat gibi net özellikler bulunmadığından şamanizm de şintoizm gibi tam olarak bir din niteliği taşımaz.
Yalnızca Japonya’da bulunan Şinto Tapınakların amacı bir veya daha çok kaminin yerleşebileceği ve onlara hizmet edilebilecek; şinto inanç ve geleneklerine göre onlara tapınacak mekanlar yaratmaktır. Tapınaklar inancı yaymak veya doktrin öğretmek amacıyla kurulmamışlardır. Tapınakların merkezinde orada yerleştiğine inanılan kamiye ait bir simge yer alır. Örneğin Mitsumine tapınağının simgesi 'kurt', Kutsal Dağ kamisini ise at’tır. Tapınakta bu sembolün bulunduğu kısmın dokunulmazlığı vardır. Sembole yakın duran tüm objelere saygı gösterilmesi, objelere tapınmakdan değil, kutsal ruhun kendisine ve onun etkilediği yakın çevresine duyulan saygıdan kaynaklanmaktadır. Eskiden sayıları 200 bini aşan tapınakların sayısı günümüzde 80 bin kadardır.

Asa-gutsu tören giysisi içindeki rahiplerin kullandığı pavlovniya ağacı oyularak yapılmış ve üzerine siyah lak atılmış özel pabuçlar.

Şinto tapınaklarının girişinde 'Torii' (kuş tüneği) adı verilen kapılar bulunmaktadır. Tünek şeklindeki bu kapıların işlev ve anlamı tam olarak bilinmemekle birlikte, Torii'nin altından geçildiğinde maddesel dünyadan, ruhların bulunduğu aleme (Kami) geçildiği rivayet edilmektedir. Türklerin, Manas Destanı’nda tünek ile ilgili ilginç kayıtlar vardır: “Sancı başladığında Cakıp'ın evine bahşılar ve kadın şamanlar toplandılar. Tünek'i dayamak için altın sırık diktiler. Şefkatli kayıp kuş (dağlı geviş getiren hayvanların hamisi), Umay Ana (Umay Ana, evrenin yaratılışı sırasında ilk ortaya çıkan büyük ruhlardan olan ve Japon kayıtlarında ratlanan “Umashiashikabihikoji no kami” ile benzerliği dikkat çeker), kuş ana, şefkatini esirgeme, yardım et! Kamlar, bahşılar sıçrayıp, davul çalıp Umay Ana'yı yardıma çağırdılar”. Destanda, kolay bir doğum için kuş ananın (ruh) konacağı ‘tünek’ hazırlanmaktadır. Diğer taraftan tünekler, adakların asıldığı yerler olarak: “kula kısrak kurban kestiler, beyaz çadır dikip, tünekten beyaz oğlak başını sarkıtıp salladılar, böylece âdetlerinin gereğini yerine getirdiler” ve birer güneş saati olarakda kullanılmakta va mevsim değişimleri bununla izlenmekteydi: “Güneş tünekten köşedeki keçe yüzüne düştüğünde, haberdar edilen salabetli avu reisleri, beyzadeleri Cakıp'ın beyaz evine gelip toplandılar”. Bu gün Kyoto’da bulunan Fushimi İnari tapınağında bulunan Torii’ler tüneklerin sunak asacak yerler olarak kullanılmasının çarpıcı bir örneğidir.Japonya’da Toriilere mezarlıklarda da rastlanmıştır. Kam’ların öldüklerinde kartal olup uçtukları inancı ile bu uygulamaya bir açıklama getirmek mümkün görünüyor.
 
Japon Şinto tapınaklarında bulunan bir başka unsur, tapınaga giden yol üzerinde bulunan taştan veya bronzdan yapılmış fenerler ve kazan içinde yakılan ateşdir. Fenerlerin yolu aydınlatmak gibi dünyevi fonksiyonlarının yanısıra, eski zamanlarda kami onuruna yakılan ateş geleneğinin bir devamı olduğu varsayılmaktadır. Nitekim yine Manas destanında ateş’in ibadet sırasında kamanlarca kullanıldığı bilinmektedir: “..kamlar Ateş Ana'ya sığınıp ateş yaktılar, süt ve yağ saçarak, ardıç ağacı yaktılar..” Öte yandan Şaman davulları üzerinde de yıldızların resimlerinin bulunduğu ve bu yıldız sembollerinin yolların görünmesini sağlayan vazgeçilmez aydınlatıcılar olarak kabul edildiği hatırlanırsa fenerlerin bu tür bir simgesel işlevi gördüğü de kabul edilebilir.

Şinto Tapınaklarına samandan yapılmış ipler (shimenawa) üzerinde asılı duran zikzak şeklinde kesilmiş beyaz kağıtlar veya bezler de dikkat çeker. Tapınaklarda Gohei adı verilen sembolik sunaklara asılan kağıtlarda da beyaz, kırmızı ve koyu mavi renkler kullanılır. Şamanlar da, göğe çıkma törenlerinde, gök katlarını temsil eden dokuz ağaç dikip bu ağaçların aralarına ip geriyor ve bu ipler üzerine, beyaz, mavi, kırmızı ve sarı bezler asıyorlardı. Bazı araştırıcılara göre bunlar gökyüzü ve gökkuşağının renklerini temsil eden simgelerdir. Bu törenlerde dokuz ağacın yanına dikilen, başka kayın ağaçları da vardı. Bu ağaçlar üzerine de, yalnızca "mavi" ve "beyaz ipler" bağlandığı görülüyordu.Tıpkı şamanların kutsal saydığı kayın ağacı gibi, şinto tapınaklarında kutsal ağaç olarak her mevsim yeşil olan parlak yapraklı, sakaki (Cleyera ochnacca) bulunmaktadır. Türk mitolojisinde önemli yer tutan, yeraltını yeri ve göğü birleştiren 'yaşam ağacı' şamanın ana ağacıdır. Bazı şaman söylemlerine bakılacak olursa ağacın üzerinde adak bezlerinin bulunduğunu da söyleyebiliriz.

Tapınakların yakınında içinde havuz bulunan abdeshaneler yer almaktadır. Temizuya adıverilen bu abdeshanelerde bir havuzun kenarında veya üzerinde tahta saplı küçük çanaklar bulunuyor, bu çanaklara su doldurularak önce ağız çalkalanıyor daha sonra parmak uçları temizleniyor.


Büyük kapıların girişlerinde her iki yanda vahşi görünüşlü yarı insansı ve neredeyse insanla aynı boyutta heykelcikler yer alıyor. Niō-sama adı verilen bu deva kralları hint orijinli ve budist etkisinde yapılan figürler. İyi huylu yaratıklar olmalarına rağmen kötü ruhları korkutmak için vahşi yüzlerini gösteriyorlar. Tapınak kapılarının girişlerinde oturur halde bulunan iki sert figür bulunuyor. Bu figürler mitolojik kamileri temsil eden geleneksel koruyuculardır. İlk Toriiden hemen sonra yer alan kapının iki yanında, bir çift olarak (erkek ve dişi) konumlandırılırlar. En çok kullanılan hayvan şekilleri köpek ve arslandır.
Yukarıda yanında koruyucu figürler bulunan Nikko Tosho tapınağı, Yomei kapısı görülüyor.


Shinmei (tanrısal parlaklık) adı verilen ilk şinto tapınaklarının çatı yapısına bakıldığında kirişlerin orta asya’da kurulan yurtların üzerinden uzamasına benzer şekilde uzadığı görülmektedir. Chigi adı verilen bu sistemde çatı kirişleri birbirine çatılmış mızraklar gibi durmaktadır. Orta Asya’daki yurtlarda da mızrağın (cıda) sapının yere saplanıp, ucunun göçebe çadırının üstünden gözükecek şekilde dikildiği bilinmektedir. Bu yöntemle yapılmış en ünlü tapınak Büyük Ise Tapınağıdır. Yukarıda Kasuga Taisha tapınağı, Nara.Foto:Japon Sanatı 16.cilt Tapınak ve Türbeler, Shogakkan

Tapınağa yardım eden kişilerin isimleri küçük tahta kitabeler halinde tapınağa giden yolun üzerine asılıyor. (Nikko)

Üç maymun, bizde yaygın olarak bilinen biçimiyle: ‘görmedim,duymadım, söylemedim’ gibi bir üçlemeyi kapsamıyor, daha derin bir felsefesi var: kötü söz söyleme, dedikodulara kulaklarını tıka, kötülüklerden göz çevir. (Nikko)

Shintŏ: Kami’nin Yolu ; Mitolojik Ruhların Onuruna Kurulan Tapınaklar 2002 yılında Voyager dergisinin 46.sayısında yayınlanmıştır.

Yazı ve Fotolar: Serhan Oksay




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder