Fener Rum Patrikhanesinin kilisesini ziyaret etmediyseniz bir pazar ayininden sonra içeri bir göz atmayı deneyin. Girişin tam karşısında, önünde kırmızı halıların serili olduğu büyük altara doğru bakın ne göreceksiniz?
Ortada bir haç duruyor değil mi? Peki kutsal haçın tepesinden sallanan koca yuvarlak da nedir böyle dersiniz? Sanırım bunun bir güneş sembolü olduğunu hemen anladınız. Haçın üzerinde ve ondan da büyük bir simge: "Güneş" İnsanoğlunun bu en eski tanrısı, tek tanrılı dinlerin mabedlerinde yerini korumaya devam ediyor anlaşılan. Kutsal ayinlerin pazar günü yapılmasına ne demeli? veya ingilizce adıyla "SUNday" de. Pazar gününü İngilizce'den Türkçe'ye çevirecek olursak, kutsal Hristiyan ayinlerinin "Güneş Günü" nde yapılması bir tesadüf mü? Bu arada kilise çanlarının, İslamiyette de namaz vakitlerinde olduğu gibi güneşe göre ayarlandığı hatırlanırsa, güneşin insanlık için taşıdığı önemi bir kere daha anlayabilirsiniz.
Haçın altında ise çift başlı bir kuş göreceksiniz. Çoğu kişi bunu çift başlı kartal sanacaktır. Oysa kısa boyunlu ve ensesi pek kartalın tersine bu uzun boyunlu kuş yine tek tanrılı dinlerden öncesine uzanan mitolojik bir yaratık olan Zümrüd-ü Anka kuşudur. Yakın tarihte Selçuklular başta olmak üzere değişik Türk kavimleri tarafından da yaygın olarak kullanılmıştır. Haçın ve kuşun iki yanında tam olarak ne olduğunu seçemediğiniz iki simge daha var. Bunlar üç sütundur (solda iki sağda bir adet). Yolculuğumuzun ilerleyen bölümlerinde bu üç sütuna da değineceğiz ama önce Zümrüd-ü Anka...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder